MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı ... tarafından, davalılar aleyhine 30/01/2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/09/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ..., müvekkilinin davalı borçlu ...’dan alacaklı olduğunu, ... İcra Müdürlüğü’nün 2011/423 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yaptığını, borçlunun murisi ...’dan intikal edecek olan ... İlçesi Dutluca Köyü Palamut Çukuru mevkii 1441 ve 1437 parsel sayılı taşınmazlara haciz konulduğunu, iştirak halinde mülkiyet bulunduğundan icra dosyasında satılamadığını, bunun üzerine ... İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 24/01/2014 tarihinde verilen yetki belgesi ile dava açtıklarını belirterek ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalılardan ... tarafından verilen cevap dilekçesinde, davanın usulsüz olduğunu, Lütfiye ve Fatma ile murisleri olan Hasan Kaçar ile onun kardeşi ...’ın dava konusu 141 parselde ½ payları olduğunu, murislerinin vefatı nedeniyle ½ hissenin kendilerine intikal ettiğini, dava konusu borçla ilgilerinin olmadığını, Halil’in borcu nedeniyle taşınmazlarının satılmasının ma??duriyetlerine neden olacağını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Dava, İİK’nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun; 1- 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirilen ./...2015/7084 - 2017/293 -2-“Bilinen adreste tebligat” kenar başlıklı 10. maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.”, 2- “Tebligat imkansızlığı ve tebellüğden imtina” kenar başlıklı 21. maddesine 6099 sayılı kanunla eklenen ikinci fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”, 3- “Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti” kenar başlıklı 35. maddesinin birinci ila dördüncü fıkralarında; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır. Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.”, Hükümlerine yer verilmiştir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesinde de, tebligatın, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılacağı; bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınacağı; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; ayrıca adres araştırması yapılmayarak 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verileceği ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.../...2015/7084 - 2017/293 -3- Somut olaya gelince; davalı ..., ..., ... ve ...’a çıkarılan dava dilekçesi tebligatlarının öncelikle bilinen en son adreslerine gönderilmesi gerekirken, 7201 sayılı Kanunun 10. maddesi hükmüne aykırı olarak adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adreslerine gönderildiği anlaşılmıştır. Belirtilen kanun ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde, adı geçen davalılara öncelikle 7201 sayılı Kanunun 10. maddesine uygun tebligat çıkarılmaksızın, doğrudan 21. maddesine göre yapılan tebligatlar geçersizdir. Bu durumda, anılan hükümler çerçevesinde mahkemece, davalılara yapılacak tebligatın öncelikle bilinen en son adreslerine çıkarılması; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın buraya yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözetilmeden yapılan dava dilekçelerinin tebliği usulüne uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.