Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 276 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 7296 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.07.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, alacaklı tarafından yapılan icra takibi sonucu alınan yetki belgesine dayanılarak açılan ortaklığın giderilmesi, birleştirilen dava ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, 208 ve 360 parsel sayılı taşınmazların satışı suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz..." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.Somut olayda İİK'nın 121. maddesi gereğince yetki belgesine dayanılarak dava açılmıştır. Davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar paylı mülkiyet./..2015/7296-2017/276 -2-rejimine tabi olsa da alacaklı 5403 sayılı Kanununun ilgili maddeleri gereğince doğrudan pay satışı talebinde bulunamayacağından bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut ise de 5403 sayılı Kanununun 8. maddesinde yapılan değişiklik sonucu artık alacaklının, borçlunun paylı mülkiyete konu hisselerini doğrudan haczettirerek icra takibi yoluyla satışı mümkün haline geldiğinden artık hukuki yararı kalmamıştır.Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklığından usuli kazanılmış hak da oluşmaz.Yukarıda açıklanan ilkelere göre; alacaklı aldığı yetki belgesine dayalı açtığı bu davanın, müstakil payın haczi ve satışı mümkün olduğundan, reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.