MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... ve ... vekili ile davalı ... vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, tapu iptali ve eski hale ihya sureti ile ... adına tescil olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili, davalılar ... Büyükşehir Belediyesi vekili, ... Belediyesi vekili ve davalı ... ve arkadaşları vekili temyiz etmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediyesinin 37 no'lu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesinin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan belediyenin de davalı gösterildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekili; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, ... Belediyesinin 37 no'lu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması ile ... adına 5413 ada 1 parsel olarak tescil edilen taşınmazın bulunduğu kadastro sınırları dahilinde ... Büyükşehir Belediyesi Encümeninin 28.2.2007 tarihli ve 421 sayılı kararı ile yapılan düzenleme işlemi sonunda park alanı ile birlikte 5645 ada 12 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu, dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 5645 ada 12 sayılı imar parselinin 402 m2'lik binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ile 5413 ada 1 sayılı imar parselinin imar planında park alanına isabet eden kısmıyla birlikte ... adına tescili istekli eldeki davayı açmıştır.Tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri ...nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Böylesi bir durumda da dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Ayrıca; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasanın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, şayet yasa gereğince belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, ...'nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek ...'nin davasının reddine karar verilmesi gerekir.Diğer taraftan; 775 sayılı Yasanın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği açıktır. Bunun yanısıra, kapanmış yollar bakımından da, 3194 sayılı Yasanın 17. maddesi hükmü uyarınca belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği bilinmektedir.Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın ve de alınan bilirkişi heyeti raporu ile krokisinin hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Mahallinde yapılan uygulama neticesinde alınan teknik bilirkişilerin raporunda çekişme konusu taşınmazın imar uygulamalarından önceki vasfı (... Belediyesinin imar düzenlemesinden önceki niteliği ile anılan şuyulandırma işlemi sonucu akıbeti, ... Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sırasındaki niteliği) ve ... ile ilgisinin bulunup bulunmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmamış ve Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca, 27.07.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda 5413 ada 1 sayılı imar parselinin geldisinin 1245, 1246, 1247 ve 1248 numaralı ihdas parselleri olduğu belirtildiği halde, davaya konu yerin hangi ihdas parseli sınırında kaldığı tam olarak saptanmadığı gibi, belirtilen ihdas parsellerinin ilk tesislerinden itibaren tedavüllü tapu kayıtları (kütük sayfaları) ve dayanak belgeleri (Belediye Encümen kararları, şuyulandırma cetvelleri, vs.) temin edilerek, taşınmazların hangi uygulamalara tabi tutuldukları belirlenmemiş ve bu husus denetlenmemiştir. Yine aynı ek bilirkişi raporunda davaya konu geldisi olan ihdas parselleri ile ilgili dava açılmış olacağı bildirildiği halde mahkemece bu parsellere ilişkin dava açılıp açılmadığı, açılmışsa bunlarla ilgili kesinleşmiş ilam örneklerinin bulunup bulunmadığına ilişkin araştırma yapılmamıştır.Buna göre; yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.