Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2663 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 282 - Esas Yıl 2003





Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.9.1999 30.11.1999. 14.12.2000 gününde verilen dilekçeler ile irtifak hakkı burulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.2.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Karayolları Genel Müdürlüğü ve İsmail vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Davacı, taşınmazında sulu tarım yapabilmek için davalılara ait taşınmazlar üzerinden mecra hakkı kurulmasını, ayrıca su pompası, bakım ünitesi ve trafo yeri içinde irtifak hakkı kurulması isteminde bulunmuştur. Yargılamaya katılan davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı, Hazine, Karayolları Bölge Müdürlüğü ve İsmail temyiz etmiştir. Dava, mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir. Dava, açıldığı tarihte yürürlükte olan Medeni Kanunun 668. maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir. Anılan madde uyarınca "Gayrimenkul sahipleri yapılacak zarar tamamıyla ve peşin tazmin olunmak şartıyla mülkünün altından veya üstünden su yolu ve gazve elektrik boruları geçirilmesine, bunların başka yerden geçirilmeleri imkansız olur veya çok fazla masrafı mucip bulunur ise, müsaade etmeğe mecburdur..." Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalarda, istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinin geçerli olması ve bu davaların bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle aşağıdaki hususlar üzerinde durmak gerekmektedir. Şöyle ki; 1- Öncelikte davacının su yolu ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptan malıdır. 2- irtifak hakları taşınmazlar leh ve aleyhine kurulduğundan, leh ve aleyhine irtifak kurulacak taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer almaları sağlanmalıdır. 3- irtifak hakkının kurulabilmesi için öncelikle, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden bu hak kurulmalıdır. 4- Mecra irtifakının bağlanacağı su yolu ya da kaynağı ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlanmalıdır. 5- Su yolunun niteliği suyun nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir. 6- irtifak hakkının bedeli taşınmazların niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden nce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. 7- Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. 8- Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir. Mecra hakkı kurulmasına ilişkin ilkelere kısaca değinildikten sonra, bu hakkın kaynağını komşuluk hukukundan aldığı hususunun üzerinde durulması gerekmektedir. Maddenin Kanun içerisindeki sistematik yerine bakıldığında, mecranın geçirilmesi lüzumu komşuluk ilişkisine dayanmalıdır. Komşunun mutlaka bitişik taşınmaz olması gerekmez, ancak, komşu kavramına girmeyen uzaktaki bir işletme, su, elektrik gibi ulaştırma tesisatını geçirmek için bu maddeden yararlanamaz. (Oğuzman M. Kemal, Seliçi Özer Eşya Hukuku 5. Bası İstanbul 1988 s. 483 vd.) Bu tür işletme veya taşınmaz malikleri ancak malikle anlaşarak mecra irtifakı kurabilirler. Somut olayda, kurulan mecra irtifakı ile yükümlü taşınmazların, yararına irtifak hakkı kurulan taşınmazlarla uzaklığına bakıldığında 4 kilometre mesafede bulundukları anlaşılmakla komşuluk ilişkisinden söz etme olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçelerle kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 4.4.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.