Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2448 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14619 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)TARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2009/191-2013/277Davacılar-davalı vekili tarafından, davalı-davacı aleyhine 16.06.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki ve intifa hakkının terkini, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi tahliye ecrimisil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davada ipoteğin fekki isteminin reddine, intifa terkini isteminde karar vermeye yer olmadığına, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi ve tahliye davasının açılmamış sayılmasına, ecrimisil isteminin reddine dair verilen 18.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar-davalılar vekili ile duruşmasız olarak davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar-davalılar vekili Av. M.. D.. ile karşı taraftan davalı-davacı vekili Av. S. A. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar, davacı şirket ile davalı arasındaki sözleşmeler uyarınca diğer davacıların paydaş olduğu taşınmaza anılan sözleşmelerin teminatı olarak davalı yararına intifa hakkı ile 200.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, sözleşmeleri davacı şirketin tek taraflı feshederek ipotek ve intifa hakkının terkinini istediğini ayrıca, davacı Hüseyin’in yetkisiz olarak ipotek tesisi ettiğini ve intifa hakkının muvazaalı kurulduğunu ileri sürerek, ipoteğin ve intifa hakkının terkinini istemişlerdir.Birleştirilen davada davacı T. A.Ş., davalı şirket ile arasındaki bayilik sözleşmesinin 15.01.2009 tarihinde davalı tarafından tek taraflı feshedildiğini, yararına 15 yıl süreli intifa hakkı bulunan taşınmazın tarafına teslim edilmediğini ileri sürerek, taşınmazdan davalının tahliyesi ile şimdilik 1.000 TL ecrimisil bedelinin; 20.04.2012 günlü ıslah dilekçesiyle de, intifa hakkının tapudan terkin edildiğinden elatmanın önlenmesi istemi hakkında karar vermeye yer olmadığına karar verilmesini ve 9.841,13 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınmasını istemiştir.Mahkemece, asıl davada, yargılama sırasında intifa hakkı terkin edildiğinden bu konuda karar vermeye yer olmadığına, ipoteğin fekki istemi de taraflar arasındaki sözleşmeye dayanan tazminat davasının İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/768 Esas sayılı dosyasında yargılamasının devam ettiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Birleştirilen davada, davacının elatmanın önlenmesi ve tahliye istemine ilişkin talebine yönelik harcı yatırmadığından bu isteminin HMK’nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, ecrimisil isteminin de davalının kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Hükmü, asıl dava davacılar vekili ile birleştirilen dava davacı vekili temyiz etmiştir.Asıl dava, ipoteğin fekki ve intifa hakkının terkini; birleştirilen dava, intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve teslim ile ecrimisil istemlerine ilişkindir.İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta, davacı Ç. Ltd. Şti. ile davalı T. A.Ş. arasında 15.01.2003 günlü akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin teminatı olarak diğer davacıların maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazda davalı T. A.Ş. yararına 200.000 TL bedelli ipotek tesis edilmiştir. İpotek resmi akit tablosunda, Ç. Ltd. Şti’nin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere yapılan ipotek sözleşmesindeki 5 maddelik koşullar dahilinde ipotek tesis edildiği belirtilmektedir. Anılan akit tablosunda sözü edilen ipotek sözleşmesi 29.11.2002 günlü olup, sözleşmenin 1. Maddesinde “…sair hukuki ilişkilerden doğmuş ve doğacak…” borçlarda ipotek kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Dava konusu ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1989/11-294 E. 1989/378 K. ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. Bu kural uyarınca üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı saptanmaktadır. Bu şekilde rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktar belirlenmektedir. Somut olayda, taraf şirketler arasındaki hukuki ilişkilerden doğmuş ve doğacak borçlar da dava konusu ipotek kapsamına alınmıştır. Yargılaması devam eden İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/768 Esas sayılı dava da ipoteğin teminatı kapsamındaki borca ilişkindir. Bu nedenle, anılan dava görülmekte olan bu davanın sonucunu etkileyeceğinden HMK’nın 165. maddesi uyarınca bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerekir.Mahkemece, açıklanan bu husus dikkate alınmadan yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ipoteğin fekki istemli dava davacıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekili diğer temyiz itirazları ile birleştirilen dava davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı T.A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.