MAHKEMESİ : Kayseri 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/03/2013NUMARASI : 2012/169-2013/64Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.01.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal, karşı davada ise davacı G.. D.. tarafından davalı F.. B.. aleyhine 05.02.2009 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi, kal davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, temliken tescil ve elatmanın önenmesi davalarının reddine dair verilen 21.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, karşılık dava ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davacı F.. B.. vekili, davalının yaptığı evin müvekkiline ait .. ada .. parsel sayılı taşınmaza tecavüz ettiğini belirterek, elatmanın önlenmesi ve taşkın yapının kal'ini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, tecavüzlü kısımda bulunan bina değerinin arsa değerinden fahiş şekilde fazla olduğunu belirterek, tecavüzlü kısmın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, ayrıca davacının bahçe şeklinde kullanmak sureti ile .. parsel sayılı taşınmaza yaptığı elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacı-karşı davalının taşınmazı tapuda satış sureti ile devretmiş olması nedeni ile aktif dava ehliyeti kalmadığı anlaşıldığından asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Hükmü, her iki taraf vekili temyiz etmiştir.Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re’sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa süre verecektir. Anılan maddeye göre, Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.Somut olayda; dava konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki davacı-karşı davalı F.. B.. taşınmazdaki payını dava açıldıktan sonra, 12.06.2012 tarihinde dava dışı Z. oğlu A. F.a satarak devretmiştir.Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda mahkemece, davacı-karşı davalı F.. B..'dan dava konusu taşınmazı devralmış olan kişinin davacı yerine geçeceği ve kaldığı yerden devam edeceği nazara alınarak öncelikle bu kişinin davada yer almasının sağlanması ve karşı davacıya ise 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi gereğince seçimlik hakkının hatırlatılması gerekirken, bu husus gözetilmeksizin davaya devam olunarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.