MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _Davacı Hazine vekili; İstanbul Esenyurt Çınar Mahallesi 239 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... Başkanlığının 23.02.2010 tarih 300 sayılı ve 01.04.2010 tarih, 2010/546 sayılı Belediye encümen kararları ile 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak 239 ada 5, 124 ada 3, 239 ada 7 ve 245 ada 4 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak ... yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiklerini, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil niteliğine dönüştüğünü ileri sürerek; tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece; “davacının davasının kabulüne, davalı ... adına kayıtlı ... 239 ada 1 parselin imar uygulamasından önceki miktar ve sınırlarına (imar öncesi kadastral hak durumuna) dönülmesine ve parselin eski hale ihyasına” karar verilmiştir.Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptalinden kaynaklanan kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)./..2016/9125 - 2017/233 -2-Diğer taraftan; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.Somut olayda da; ihyası talep edilen 239 ada 1 parsel sayılı taşınmazın alanı 35.600,00 metrekare olup, çekişmeye konu 239 ada 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin alanlarının toplamı ise 33.373,82 metrekaredir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 239 ada 1 sayılı kadastral parsel sınırları üzerinde, iptal edilen şuyulandırma işlemi ile oluşturulan alanlar ve miktarları kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenip rapor eki krokide gösterilmemiş; yukarıda belirtilen miktar farklılığının neden kaynaklandığı üzerinde durulmamıştır. O halde mahkemece, kadastral pafta ile imar parselleri krokileri getirtilerek, yerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılmak suretiyle, ihyası talep edilen 239 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastral sınırları kapsamında, iptal edilen imar uygulamaları sonucu oluşturulan alanlar (imar parselleri, yol, park, vs) ile bu alanların kadastral parsel sınırları içerisinde kalan yüzölçümlerinin belirlenmesi, bu kapsamda kalan dava dışı imar parselleri varsa maliklerinin davada yeralmalarının sağlanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle 239 ada 1 sayılı parsel üzerinde iptal edilen şuyulandırma işlemiyle oluşturulan tüm alanları kapsar biçimde tapu iptali ve kadastral parselin ihyası ile tescile ilişkin infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.