Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2245 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12991 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Şereflikoçhisar 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2012/307-2013/345Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.09.2012 gününde verilen dilekçe ile suya vaki elatmanın önlenmesi kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen 02.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı, dava konusu.. parsel sayılı taşınmazdaki kazarak çıkardığı suyu borularla.. parsel sayılı taşınmazına götürerek ağaçlarını suladığını, davalının suyun bulunduğu yerin 20 metre yakınına sondaj kuyusu açması nedeniyle suyun kuruduğunu belirterek davalının suya elatmasının kal suretiyle giderilmesini istemiştir. Davalı, Cebirli köyünde 65 hanenin bulunduğunu, köydeki suyun yetersiz olması nedeni ile sondaj kuyusunun açıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti bulumadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Türk Medeni Kanununun 756. maddesine göre; Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yer altı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.Uygulamada kaynak; “ yer altı suyunun üst düzeyinin yer yüzeyini kestiği yer” olarak tanımlanmaktadır. Yer altı suyu doğal yoldan yeryüzüne çıkmamış, drenaj vs. yollarla çıkarılmış ise, kaynak olarak değil, drenaj veya kuyu vs. isimlerle anılır. Bu şekilde insan eliyle çıkarılan sular, yer altı suyu olarak kabul edilir.Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz (TMK.md.756/3).Arazisinde faydalı ihtiyaçları için yeter miktarda su bulunmayan veya bu suyu elde etmesi fahiş masrafı icabettiren bir kimsenin, komşu arazideki yeraltı suyundan istifade şartları 20 nci maddede sözü geçen tüzükte belirtilir (167 Sayılı Yer Altı Suları Kanunu 1-6. madde).Somut olayda; davacı dava konusu .. parsel sayılı taşınmazdaki suyu 10 yıldır ihtilafsız olarak kullandığını belirterek davayı açmıştır. Mahkemece mahallinde keşif yapılmadan, suyun hangi taşınmazdan çıktığı, suyun niteliği, debisi tespit edilmeden dava konusu suyun bulunduğu taşınmazın tapu malikinin hayatta olduğu gerekçesi ile davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Zira mahkemece yapılacak keşif sonucunda dava konusu suyun genel su olduğunun anlaşılması durumunda genel sulardan herkesin kadim ve öncelik haklarını ihlal etmemek koşulu ile faydalı ihtiyacı oranında yararlanabileceği ilkesi gereği davacının tapu maliki olmasa bile sudan yararlanma hakkı gözetildiğinde aktif dava ehliyetinin bulunduğu yine özel su olduğunun anlaşılması durumunda ise davacının ihtilafsız olarak rızaen 10 yıldır dava konusu suyu kullandığını belirtmesi ve tapu maliklerinin davacıya karşı suya elatmasının önlenmesi davası açmaması hususları değerlendirildiğinde davacının yine aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece suların en az olduğu dönemde mahallinde fen, ziraat ve jeoloji mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyetiyle keşif icrası ile, davalı köy muhtarının dava konusu sondaj kuyusunun köylünün suya olan ihtiyacı nedeniyle açıldığını savunması, davanın ise köy muhtarının şahsına karşı açılmış olması nedeniyle öncelikle davalının eylemi kendi nam ve hesabına mı yoksa dava dışı köy nam ve hesabına mı yaptığı açıklığa kavuşturulmalı, dava dışı köy tüzel kişiliğinin nam ve hesabına sondaj kuyusunun açıldığının anlaşılması durumunda dava dışı köy tüzel kişliğinin davaya katılımı sağlanmalı, davacının kullandığı kaynağın davalı tarafından açılan sondaj kuyusundan etkilenip etkilenmediği, etkileniyorsa ne oranda etkilendiği, eski hale getirmenin mükün olup olmadığı ve tarafların ihtiyaç durumları da saptanarak sonucuna göre karar verilmelidir.Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştirSONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.