Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2204 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10292 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı tarafından, davalılar aleyhine 06.04.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 14.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacıya ait 172 ada 22 parsel sayılı taşınmaz yararına davalılara ait 172 ada 21 ve 28 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit tesisine karar verilmiştir.Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK'ınn 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. Somut olayda, davacı maliki olduğu 172 ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazları lehine geçit kurulmasını talep etmiştir. Hükme esas alınan 31.03.2010 tarihli fen bilirkişi raporu ve eki krokide mor renkle dördüncü alternatif olarak gösterilen güzergahta davacıya ait parsellerden sadece 22 parsel sayılı taşınmaz yararına genel yola ulaşacak şekilde geçit kurulmuş, davacıya ait 23 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davacının taşınmazından genel yola ulaşımı sağlayacak şekilde geçit kurulmadığı görülmiştir. Mahkemece, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince davacının lehine geçit istediği her bir taşınmaz için bağımsız olarak genel yola bağlantı kurulacak şekilde ayrı ayrı geçit tesisi gerekir. Mahkemece, davacının sadece 22 parsel sayılı taşınmazını genel yola bağlayacak şekilde geçit tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 27.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.