MAHKEMESİ : Sarıgöl Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/04/2013NUMARASI : 2011/124-2013/109Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.05.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, .. parsel sayılı taşınmaz lehine.. ve .. parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.Mahkemece, yol geçirilecek kısmın tapulama dışı bırakılan taşlık ve cebel arazi olduğu, hatalı şekilde daha önceki mahkeme kararları ile taşlık ve cebel araziden yol geçirildiği, bahse konu yerlerden geçit irtifakı tesisinin mümkün olması için tapuya tescil edilmesi gerektiği, süre verilmesine rağmen davacı yanın bu edimini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Somut uyuşmazlığa gelince; geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince geçit hakkının davacının taşınmazından genel yola ulaşacak şekilde kesintisiz olarak kurulması gerekir. Mahkemece, yerinde yapılan keşif sonucu alınan 20.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda geçit hakkı kurulması için üç alternatif tespit edilmiş olup bu alternatiflerden birinci ve ikinci alternatiflerin dereye ulaşması, üçüncü alternatif ile belirlenen geçit hakkının ise tescil harici kısımdan geçirildiği gerekçesiyle kabul edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, tescil harici bırakılan taşınmazdan geçit hakkı tesis edilemeyeceği gözetilerek özel mülkiyete konu civardaki taşınmaz malikleri de davaya dahil edilerek Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilecek alternatifler arasından uygun bir geçit hakkı kurulması gerkirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.