Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2097 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15172 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2011/381-2013/241Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.10.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. A.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı, 15.05.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici olarak kendisine bırakılan dava konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 numaralı meskenden davalıların tahliyesi ile ecrimisilin tahsilini istemiştir.Davalılar, dava konusu meskenin 24.01.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacı tarafından dava dışı N.K.'e satışının vaat edildiğini, 19.03.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de N. K. tarafından davalı A.. A..'ye satışının vaat edildiğini, davalıların taşınmazda taşınmazın malikinin davalı A.. A.. olduğu inancı ile karı-koca olarak birlikte ikamet ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı A.. A.. vekili temyiz etmiştir.Dava konusu meskenin üzerinde bulunduğu .. ada .. parsel sayılı taşınmaz bahçe niteliği ile tapuda İstanbul Belediyesi adına kayıtlı olup tapu tahsis belgesine göre 303,50 m2 yüzölçümlü kısmının 09.10.1984 tarihinde 543 sayılı karar ile "M.Ş. G." adına 2981 sayılı İmar Affı Kanunu uyarınca tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan, yüklenici sıfatı ile davacı ve arsa maliki sıfatı ile H. G. ve K. G.arasındaki 15.05.1996 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaaat sözleşmesi uyarınca, .. ada .. parsel sayılı taşınmazda inşa edilecek binada ikinci bodrum kat, zemin kat, birinci normal kat ile ikinci normal katın yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmış, yine yüklenici sıfatı ile davacının ve arsa maliki sıfatı ile M. G. ve İ. G. arasında akdedildiği anlaşılan 06.06.1994 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaaat sözleşmesi uyarınca da 1. bodrum, 2. bodrum, zemin ve iki normal kattan ibaret olarak inşa edilecek binada, 1. normal kattaki bağımsız bölümün M. G.e 2. normal kattaki bağımsız bölümün İ.G.'e ait olacağı kararlaştırılmıştır.Davacının 06.06.1994 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici sıfatı ile hak sahibi olduğunu iddia ettiği ve sözleşmede aynen yazılı olduğu üzere ".. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın zemin katında bulunan, arka cepheye bakan kısımdaki üç bağımsız bölüm numaralı meskenin eklentisi ve arsa payı hissesi ile birlikte'' 24.01.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacı tarafından dava dışı Nursel Keser'e satışının vaat edildiği, dava konusu meskenin ise satış vaadine konu edilmediği, davalıların taşınmazda fuzuli şagil oldukları iddia edilmektedir.Davalılar ise, satış vaadi sözleşmesinde aynen yazılı olduğu üzere ''1183 ada 1 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki binanın zemin katında bulunan, arka cepheye bakan kısmında, üç bağımsız bölüm numaralı mesken üzerindeki hak ve hisselerinin üçte birini (B. Sokağı, ön cepheye bakan kısmın üçte birini) arsa payı ve eklentisi ile'' 19.03.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de dava dışı Nursel Keser tarafından davalı B.. A..'nin eşi diğer davalı A.. A..'ye satışının vaat edildiğini, fuzuli şagil olmadıklarını savunmuşlardır. Dava, şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak yukarıda bahsedilen sözleşmelere göre davacının aktif dava ehliyetinin olup olmadığı bir başka deyişle dava konusu meskende davacının şahsi hakkının bulunup bulunmadığı, yine davalıların dayandığı satış vaadi sözleşmelerine konu edilen bağımsız bölüm belirlenerek dava konusu meskeni satış vaadi sözleşmesine dayanarak mı kullandıkları, yoksa fuzuli şagil mi oldukları araştırılmalı, her iki tarafın da şahsi hakkının bulunması halinde hangisine üstünlük tanınması gerektiği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.