Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 209 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6930 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.10.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, önalım istemine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davacı ve davalı temyiz etmiştir.Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Somut olaya gelince; davacı tarafından ... ili, ...mevkiinde kain 728 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının 24.09.2012 tarihinde satın alınması nedeniyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuştur. Dosyada mevcut tapu kaydından davacının dava konusu taşınmazın 1/2 payı üzerinde ... ile elbirliği halinde malik olduğu anlaşılmaktadır../..2015/6930-2017/209 -2-O halde mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda muvafakatın sağlanması ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken anılan husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.