Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 200 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6888 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.08.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı vekili, davalının 116 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 14/71 payı 15.05.2013 tarihinde satın aldığını, ancak satışla ilgili müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, satın alma işleminden önce davacıyla görüşüldüğünü ve davacının satıştan haberi olduğunu, tapuda gösterilen bedelin gerçek satış bedeli olmayıp gerçek satış bedelinin daha yüksek olduğunu, ayrıca taşınmazda fiili taksim yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. ./..2015/6888-2017/200 -2-Somut olaya gelince; davalı fiili taksim savunmasında bulunmuş, bu konuda dinlenilmek üzere tanıklarını bildirmiş ancak mahkemece tanıklar adına davetiye çıkarılmaksızın keşif yapılarak davacı tanıkları da duruşmada dinlenilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak davalının fiili taksim savunması yeteri kadar araştırılmadan karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, davalının fiili taksim savunması üzerinde durularak bu konuda araştırma yapılması, yeniden keşif yapılmak suretiyle tarafların gösterdiği tanıkların taşınmaz mahallinde dinlenerek taraf delillerinin değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.