Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.4.2001 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.5.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Süleyman tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Davacı, 1318 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalılara ait 238, 242, 1181 ve 1202 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalı Turan davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, 242 ve 1181 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hüküm, 242 ve 1181 parsel sayılı taşınmaz maliki Süleyman tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Medeni Kanunun 671. maddesi "Tariki amme çıkmak için kafi bir yolu bulunmayan gayrimenkul sahibinin tam bir ivaz mukabilinde komşularından kendisine geçmek için münasip bir yerin terkini talep edebilir. Bu hak mülklerin ve onlara giden yolların evvelki hallerine göre bu yolun nereden geçmesi lazım geliyorsa oranın malikine ve icabında yolun açılmasında en az zarar gören kimseye karşı kullanılır. Bu yolun tayininde iki tarafın menfaatleri gözetilir" hükmünü içermektedir. Buna göre, geçit ihtiyacının nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı geçit hakkı isteyen taşınmaz malikinin sübjektif durumuna ve kişisel arzularına göre değil, objektif esaslara göre belirlenmeli, ihtiyaç içinde bulunan taşınmazın bu ihtiyacının giderilmesi için bütün seçenekler tespit edilmeli ve bunlar içinde en uygun olanı geçit yeri olarak tesis edilmelidir. Eğer belirlenecek bu seçenekler arasında daha önce üzerinde geçit kurulmak suretiyle genel yola bağlanmış bir taşınmaz varsa diğer koşullarla çelişmediği sürece bu seçenekten de yararlanılmalıdır. Böyle bir durumda, daha önce aleyhine geçit tesis edilen taşınmazlar için ödenecek bedel, bu yerlerden geçit olarak tespit edilen kısımlar için belirlenen tam bedelden daha önce tesis edilen geçit yeri için ödenen bedel indirilerek elde edilecek miktardır. Somut olayda, 242 ve 1181 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 1202 parsel sayılı taşınmaz lehine Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/110-1999/114 sayılı ilamı gereğince bedeli karşılığı 10.4.2000 tarihinde tapuda geçit-hakkı tesis edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacıya ait 1318 parsel sayılı taşınmazın en uygun geçit yeri olarak, daha önceden geçit kurulmuş olan 1181 parselin tamamı ile 242 parselin bir kısmından yararlanmak suretiyle genel yola ulaşabileceği tespit edilerek hüküm kurulmuştur. Aleyhine geçit kurulmasına karar verilen her iki taşınmazın tam bedeli tespit edilmiş ve bu bedelin yarısının daha önce yararına geçit kurulan 1202 parsel maliki Turan'a ödenmesine karar verilmiş, aleyhine geçit kurulan 242 ve 1181 parsel maliki lehine geçit bedeline hükmedilmemiştir. Depo edilen bedel hükümden sonra 21.5.2003 tarihinde davalı Turan'a ödenmiştir. Halbuki açıklanan ilke uyarınca, daha önce lehine geçit kurulan 1202 sayılı parsel malikine bir bedel ödenmesinin gerekmediği, aleyhine geçit kurulan 242 ve 1181 sayılı parsel malikine ise bu taşınmazlardan geçit yeri olarak belirlenen kısımların hesaplanan tam değerinden 2000 yılında kurulan geçit için ödenen miktarın indirilmesi sonucu elde edilecek miktarın ödenmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 15.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.