Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 192 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6783 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.02.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin de paydaş olduğu 573, 574, 582, 1656, 1721 ve 1725 parsel sayılı taşınmazların dava dışı paydaşları tarafından davalıya 25.12.2012 ve 17.07.2013 tarihlerinde hisse satışı yapıldığını ancak müvekkiline bu satışlarla ilgili bildirimde bulunulmadığını ileri sürerek önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ihtar edilen kesin süreye rağmen davacı tarafça önalım bedelinin yatırılmadığı, davacının iki vekille temsil edilmekte olup mazeretlerini belgelendirmedikleri, davalı vekilinin de mazereti kabul etmediği gerekçesiyle mazeret talebinin ve davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 90.maddesi gereğince süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.Aynı yasanın 94. maddesi gereğince kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar../..2015/6783-2017/192 -2-Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken; 1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması, 2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi, 3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi, 4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.Somut olaya gelince; satış bedeli ile tapu harç ve masraflarının yatırılması için davacı tarafa bir ay kesin süre verildiğine ilişkin ihtaratlı davetiye davacı vekiline 10.11.2014 tarihinde tebliğ edilmiş; mahkemece, önalım bedelinin kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair 01.12.2014 tarihinde karar verilmiştir. Ancak davacı tarafa verilen bu sürenin, ihtaratlı davetiyenin davacı vekiline tebliğ edildiği tarihten itibaren hesaplanması gerekmekte olup tebliğ tarihinden itibaren bir aylık sürenin 10.12.2014 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafa verilen bir aylık süre dolmadan önalım bedelinin depo edilmediğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.