Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1848 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16337 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Çayıralan Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2013/116-2013/230Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.07.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ortaklığın satılarak giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez. Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kayb??na uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye Veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir. Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir. Somut olaya gelince, davalı savunmalarında ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karşı çıkmış, aynen taksim talebinde bulunmuştur. Dosya içerisinde bulunan 01.10.2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda da aynen taksimin mümkün olduğu belirtilmiştir. Bu durum karşısında mahkemece bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı onay makamından sorulmasından sonra sonucuna göre taksim ya da şimdi olduğu gibi satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerektiği halde eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.