Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1799 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16404 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/03/2013NUMARASI : 2012/1537-2013/425Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.12.2010 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, taşınmazların resmi akitte gösterilenden daha fazla bedelle satın alındığını ve bedelin düşük gösterildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve Diyarbakır 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde yargılamaya devam olunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut olayda; davalı, dava konusu taşınmazda 5/973 payı satın almış ve davacı da bu paya ilişkin önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiştir. Temyiz aşamasında taşınmazın toplulaştırma işlemi nedeniyle senet sahibi adına tescil edildiği belirtilmiş ise de temyiz dilekçesine ekli tapu kaydı incelendiğinde hem davacının hemde davalının halen paydaş oldukları anlaşılmıştır. Davalı ayrıca temyiz dilekçesinde fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Davalı fiili taksim savunmasında bulunduğuna göre bu konuda davalıya delillerini sunması için mehil verilmesi, delil bildirildiği takdirde toplanması, varsa davacı delillerinin de toplanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.