Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.6.2004 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 6.6.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalı şirkete 1994 yılında maliki bulunduğu otele 8 yıllığına kiraya verdiğini, yıllık kira bedelinin 12.000 USD olduğunu, bu bedelin ödenmediğini ileri sürerek 1995-2002 yıllarına ait kira bedelinin tahsilini, ayrıca geç teslimden dolayı kullanım bedelini ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şarta hükmedilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davacı şirketin defter ve belgelerinin incelenmesine karar verildiği halde bunların davacı tarafından sunulmadığı, alacak davasında ispat yükünün davacıda olduğu, davacının da iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık hasılat kira sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davacı yan 23.12.1994 tarihli protokol 15.10.1995 tarihli kiralama sözleşmesine dayanmaktadır. Bu sözleşme içeriklerine göre kiracılık ilişkisinde ve yıllık kira bedelinin 12.000 USA olduğu hususunda taraflar arasında çekişme yoktur. Taraflar arasındaki çekişmeli husus kira bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirası ilişkisinde, kiracı kirayı sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde ve zamanda ödemekle yükümlüdür (m.281/1). Türk Medeni Kanunun 6.maddesi gereğince taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguları ispatlamakla yükümlüdür. Eldeki davada da davacı kira alacağının varlığını 23.12.1994 ve 15.10.1995 tarihli yazılı belgelerle kanıtlamıştır. Davacı iddiasını yazılı belge ile kanıtladığına göre artık davalının kira bedelini ödediğini kanıtlaması gerekir. Diğer bir anlatımla ispat yükü davalı yandadır. Mahkemenin ispat yükünü ters çevirerek davacı tarafından defter ve belgelerini sunmadığı, davalılara yemin teklif etmediği gerekçesiyle davayı reddi doğru değildir. Karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.