Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1567 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14375 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Sındırgı Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/116-2013/117Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.06.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Davalılar vekili, davacının kendi imkanları ile kanal üzerine köprü inşa ettirerek ve davacıya ait .. ada .. sayılı parsel üzerinden geçiş sağlayarak ana yola çıkabileceğini, en uygun güzergahın 3. güzergah olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece,.. ada ..parsel sayılı taşınmaz lehine, .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinden fen bilirkişisinin 30.01.2013 tarihli rapor ve krokisinde 3. seçenek olarak belirtilen C harfli kısımdan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Somut olaya gelince; DSİ Bölge Müdürlüğü'nün 24.04.2012 tarihli yazısında köprü yapılmak istenen yerde karşılıklı kamuya açık yol bulunmadığı gerekçesiyle ana kanal üzerine köprü yapılmasının uygun görülmediği belirtilmiş ise de UYAP sisteminden yapılan araştırma sonucunda lehine geçit hakkı tesisi istenilen .. ada .. parsel sayılı taşınmazın sınırındaki kanalın diğer tarafında bulunan .. ada ..parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, bu taşınmazın aynı zamanda S.-B.asfaltına da cepheli olduğu saptanmıştır. Her ne kadar DSİ yazısında belirtilen gerekçe ile köprü yapılmasının uygun görülmediği belirtilmiş ise de somut olayda kanal ile genel yol arasında kalan parselin de davacıya ait olduğu bu itibarla doğrudan genel yola ulaşabileceği tespit edilmiştir.DSİ yazısında ayrıca servis yolunun kullanılmasında sakınca bulunmadığı da belirtildiğinden mahkemece, kanal ile genel yol arasında bulunan .. ada 4 sayılı parselin de davacıya ait olduğu gözetilerek kanal üzerine masrafı davacı tarafından karşılanmak üzere köprü yapılmak suretiyle ve devamında .. ada.. sayılı parsel üzerinden genel yola ulaşılarak geçit tesisinin mümkün olup olmadığı araştırılmalıdır. Diğer taraftan, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanununun “Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bağlantı, şehir geçişleri ve yerleşim” başlıklı 17. maddesine göre; Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bağlantılar Genel Müdürlüğün uygun gördüğü yerlerde ve şekillerde yapılır. Erişme kontrolü uygulanan karayolu çevresinin bu bağlantı noktalarına ulaşımı, toplayıcı yollarla veya bağlantı noktasına ulaşan diğer yollar vasıtasıyla sağlanır. Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bitişik taşınmaz sahipleri ile kiracıları veya kullananların arazilerinden erişme kontrolü uygulanan karayoluna doğrudan giriş ve çıkış hakları yoktur. Mahkemece, öncelikle fen bilirkişiye ..ada .. parsel sayılı taşınmaz lehine kanal üzerinden köprü yapılmak suretiyle ve devamında davacıya ait 124 ada 4 parsel sayılı taşınmazın en uygun kısmı üzerinden genel yola ulaşacak şekilde kurulacak geçit paftasına işaretlenerek Karayolları Genel Müdürlüğüne gönderilmeli, çıkışın karayolu bağlantısı nedeniyle gerek ilgili mevzuat ve gerekse can güvenliği açısından tehlike oluşturup oluşturmadığı veya davacının katlanabileceği boyuttaki harcama ile varsa sakıncalarının giderilip giderilemeyeceği ve bunun için ne yapılması gerektiği sorulmalıdır. Engel bulunmadığı saptanırsa, hazırlattırılan kroki eklenerek DSİ Bölge Müdürlüğü'den 124 ada 4 sayılı parselin de davacıya ait olduğu ve genel yola sınır bulunduğu hususu üzerinde durularak bu yönü ile köprü yapılmasında sakınca bulunup bulunmadığı sorulmalı, olumlu cevap verildiği takdirde gerekli işlemler tamamlanarak belirtilen şekilde geçit tesis edilebileceği değerlendirilmelidir. Aksi takdirde, şimdiki gibi..parsel sayılı taşınmaz üzerindeki C ile belirtilen güzergahtan DSİ'ye ait olduğu anlaşılan ve yola bağlantıyı sağlayan köprünün de krokide gösterilmesi suretiyle geçit hakkı tesisine karar verilmelidir.Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi de gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.