MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/05/2013NUMARASI : 2006/505-2013/720Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.05.2006 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_Dava, borçlu ortağın borcundan dolayı İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayanılarak açılan ortaklığın satış suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalılar Y.. Z.., M.. K.., A.. K.., H. T., M.. A.., E.. S.., Ş. S. A. A. G., Y.. G.., S.. B.., E.. B.., S.. B.., K. B. A.. B.., İ.. B.., dava konusu ..ada .parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binalardaki dairelerin kendilerine ait olduğunu idda etmişlerdir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%.....) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde 5 adet bina mevcut olup bir kısım paydaşlar bu binalardaki dairelerin kendilerine ait olduğunu iddia etmişlerdir. Bir kısım davalılar dava konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binalardaki dairelere ilişkin olarak muhdesat iddiasında bulunduğundan mahallinde keşif yapılarak muhdesatlara ilişkin oran kurulması gerektiği ancak davacının keşif masrafını yatırmadığından bu haliyle ortaklığın giderilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Muhdesat iddiasında bulunan bir kısım davalıların öncelikle bu iddialarını ispat etmeleri gerekir. Bu ispatta yukarıdaki ilkeler çerçevesinde mümkündür. Bu husus aydınlatıldıktan sonra muhdesatın paydaş ya da paydaşlara ait olduğu kesinleşdikten sonra satış bedelinin oran kurulmak suretiyle dağıtılmasına karar verilmelidir. Oran kurmak aidiyet iddiasında bulunan paydaş lehine olduğundan bu konudaki keşif giderinin bu paydaşlar tarafından karşılanması gerekir. Eğer iddiada bulunan paydaş keşif ücretini yatırmaz ise bu durumda satış bedeli tapu kaydı veya mirasçılık belgesindeki paylar oranında dağıtılır ve ilgilinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabileceği hükümde belirtilir. Mahkemece öncelikle muhdesata ilişkin uyuşmazlığın yukarıda açıklandığı şekilde aydınlığa kavuşturulmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken davacının keşif masrafını yatırmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.