MAHKEMESİ : Nevşehir 1.Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/353-2013/404Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.10.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_Dava, önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, davacının .. ada .. parsel sayılı taşınmazda 107/144 payı olduğunu, dava dışı paydaşların 13.10.2011 tarihinde dava konusu taşınmazdaki 85/432 paylarını davalıya 2.300,00 TL bedelle sattıklarını ileri sürerek önalım hakkını kullanmak istediklerini belirtmiş ve dava harcını bu bedel üzerinden yatırmıştır. Davalı vekili, davalının dava konusu taşınmazdaki payının gerçek satış değerinin 15.000,00 TL olduğunu, tapuda düşük gösterildiğini savunmuştur.Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir.Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından oluşan önalım bedelini depo etmesi gerekir. Somut olaya gelince; Davacı tapuda gösterilen 2.300,00 TL üzerinden önalım hakkını kullanmak istemiş, davalı taraf gerçek bedelin 15.000,00 TL olduğunu belirterek tapuda düşük bedel gösterildiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının bedelde muvazaa savunmasına itibar edilerek, dava konusu payın keşifte tespit edilen değeri üzerinden önalım davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı, önalım hakkına konu payın 13.10.2011 tarihli satış işleminin tarafı olup, taraf olduğu işlemde muvazaa yapıldığı iddiasını 3. kişi konumundaki davacıya karşı ileri süremez ve davalının bu savunması dinlenmez. Bu nedenle mahkemece 4721 sayılı TMK'nın 734/2. maddesi uyarınca tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamı olan önalım bedeli üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile keşifte belirlenen değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.