Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14613 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 12288 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.04.2007 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Belediye Başkanlığı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ... tahsis belgesine dayalı ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalılardan ... hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.Mahkemece verilen karar daha önce Dairemizce 27.10.2009 tarihli ve 2009/9998-11786 sayılı ilamda yazılan nedenlerle bozulmuş, bozma ilamına uyularak gerekli araştırmalar yapılmıştır. Bozmadan sonra getirtilen işlem dosyasında dava konusu taşınmaza ilişkin olarak dava dışı ... adına düzenlenmiş bir ... tahsis belgesi bulunduğu anlaşılmıştır. Uygulamada kısaca İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Kanunun 1.maddesi hükmüne göre kanunun amacı; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektir. Görülüyor ki; kanun imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki yapı maliklerini hedeflemiştir. Başka bir anlatımla, kanunda yazılanlar dışındaki kişilerin İmar Affı Kanununa dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Ne var ki, 3290 sayılı Kanun İle bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen 2981 sayılı Kanunun Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi, kanun kapsamında kalan kişilere yapılan tahsisin bunlar tarafından üçüncü kişilere temlikine imkan tanımıştır. Ancak bu gibi durumlarda da tahsis sahiplerinden devralan kişilerin 2981 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunun araştırılması gerekir. 2981 sayılı Kanunun 13/a hükmüne göre, arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü işyeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması zorunludur. Somut olayda; dava dışı Mehmet Özipek tarafından belediye taşınmazı üzerine inşa edilen gecekondu nedeniyle 19.09.1984 tarihinde ... tahsis belgesi almak üzere başvuru yapılmış, işlemler tamamlanarak kendisine 07.12.1989 tarihli ... tahsis belgesi verilmiştir. Davacı ... ise 05.12.1986 tarihli adi yazılı sözleşme ile ...’den ... tahsis belgesi başvuru hakkını devraldığını ileri sürerek bu davayı açmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere bu davanın açılabilmesi için 2981 sayılı Kanun hükümleri gereğince davacı adına düzenlenmiş bir ... tahsis belgesi bulunması, ayrıca tescile karar verilebilmesi için de yukarıda belirtilen koşulların gerçekleşmiş olması gerekir. Davacı tarafından yukarıda açıklandığı şekilde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir ... tahsis belgesi sunulmamıştır. Ayrıca, tahsis sahibinin hakkını başkasına nasıl devredeceğine ilişkin koşullar da yukarıda açıklanmıştır. Davacı tarafından geçerli bir ... tahsis belgesine dayanılmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dava dışı ... adına oluşan tahsis hakkının davacı tarafından devralındığı gerekçesiyle yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.