Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14584 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14451 - Esas Yıl 2012





Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kademeli olarak tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 17.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Mürvet vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, bu istem kabul edilmediği taktirde tazminat isteğine ilişkindir.Davalı arsa maliki Mürvet davanın reddini savunmuş, davalı yüklenici duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemiştir.Mahkemece, yargılamalar sırasında dava konusu bağımsız bölümün davacılara tapudan devredildiği ve davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Karar, davalı arsa maliki tarafından yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince; “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz.Somut olayda, yargılamalar sırasında yapılan keşif ve bilirkişi raporuna göre inşaatın % 86.94 seviyesinde tamamlandığı ve yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca yüklenicinin kişisel hak kazanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava tarihi itibarıyla davalı arsa maliki tapuyu devretme yükümlülüğü altında olmadığından ve davanın açılmasına sebebiyet de vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Açıklanan bu yön nazara alınmadan davalı arsa malikinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş ve bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.