Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14513 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13338 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı tarafından, davalı aleyhine 09.10.2008 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil, olmazsa intifa hakkının tescili, olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ... iptali ve tescil, olmazsa intifa hakkının tescili, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.Davacılar, tarafların müşterek murisi Mehmet ...’ın tüm birikimi ile 7 sayılı parselde bulunan 2 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, ilk eşinden olan oğlunun hak iddia etmemesi için doğrudan davalı adına tescil ettirdiğini, kız kardeşlerinin ve annesinin hakkını teslim etmesi konusunda davalıya bildirdiğini, dava konusu taşınmazda bulunan evin müşterek muris ve davacıların katkısı ile yapıldığını, davalının taşınmazı devredeceğini beyan etmesine rağmen bunu yapmadığını, ... iptali ile davacılar adına tescil, olmazsa davacılar lehine intifa veya sükna hakkı tesisi isteminde bulunmuştur. Davacı 01.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile anılan istemlerinin yanında 55.000 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle davalıdan tahsilini de talep etmiştir. Davalı, müşterek murisin inşaatın yapımına olan katkısının 1.668,00 TL’lık kısmını ve davacılardan ...’ın dava konusu evde oturmasını kabul etmiş diğer istemlerin ise reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... lehine intifa hakkının tapuya tesciline, davacılar ... ve... için 8.000,00’er TL’nin davalı tarafından ödenmesine, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesinde “kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” şeklinde düzenlenen hüküm gereğince davacı, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, davacılar evin yapımına kendi katkılarını ve müşterek murisin katkısının miktarını kanıtlayamamıştır. Davacıların dayandığı yazılı bir belge yoktur. Ayrıca davalı kendisine teklif edilen yemini de eda ederek, 04.02.2010 tarihli dilekçesinde kabul etmiş olduğu hususlar haricinde davacıların katkısının olmadığına dair yemin etmiştir. Dosyada bulunan bina yapımına ilişkin bilirkişi raporlarındaki tespit delil teşkil etmez. Yargılama aşamasında dinlenen tanıklar da net bir bilgi sunmamıştır. Davalı, evin yapımı sırasında murisi Mehmet ...’ın katkısının 1.668,00 TL olduğunu kabul etmiş, bunun dışında müşterek murisin ve davacıların katkısını ise inkar etmiştir. Bu durumda, davalının da mirasçı olduğu nazara alınarak, davalı tarafça kabul edilen 1.668,00 TL’den davacıların payına düşen miktar hesaplanarak, kalan miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere bir kısım davacılar yararına 8.000,00’er TL tazminatın davalı tarafından ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.