Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14438 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13278 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.11.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, 473 ada 22 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalıya ait 473 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 473 ada 22 parsel sayılı taşınmaz yararına, 473 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dosya içerisinde bulunan 25.04.2012 tarihli emlakçı bilirkişi raporuna göre 24 parsel sayılı taşınmazda geçit öngörülen 368,47 m2'nin değeri 1381,75 TL olarak gösterilmiştir. 10.05.2012 tarihli ziraat bilirkişisi raporuna göre ise geçit kurulmasına karar verilen 24 parsel sayılı taşınmazda meyve ağaçları ve kavak ağacı bulunduğu, bir kısmında da buğday ekili olduğu belirlenmiş, bunların değeri ise 1663,40 TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemece zemin, ağaç ve buğday bedelleri toplamı olan 3045,15 TL'nin hükümden önce depo ettirilmesi gerekirken, depo ettirilmeden sadece taşınmazın üzerindeki ağaç ve buğdayın değeri olan 1663.40 TL 'nin davalıya ödenmesine karar verilmesi doğru olmamıştır.Ayrıca, geçit davalarında, geçit kurulan taşınmazda, bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekirken geçit eninin de hükümde gösterilmemesi isabetli olmamıştır.Hükmün, açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde iadesine, 13.12.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.