MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.02.2011 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, ölü kişi aleyhine dava açılmayacağından davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili ve dahili davalı ... temyiz etmiştir.Dosyadaki mevcut nüfus kaydının incelenmesinden; davalı ...'in 04.11.2005 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.Dava ehliyeti, davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nun 50.maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince; bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava açılamaz ise de; yukarıda belirtildiği üzere maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam etmekte yarar vardır. Bu durumda mahkemece, ölen kişinin veraset belgesi ile belirlenen tüm mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle davanın esası incelenmelidir. Somut olayda,...'in dava tarihinden önce öldüğü anlaşıldığından kural olarak taraf ehliyeti mevcut değil ise de 6100 sayılı HMK 124. maddesinde bazı durumlarda taraf değişikliği kabul edilebilir. Davacı tarafın yargılamayı uzatmak yönünde bir niyeti olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece asıl davalı ...'in mirasçıları mirasçılık belgesi ile tespit edilerek, davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmelidir.Kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.