MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.11.2008 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı, maliki olduğu 4462 ada 6 parselde 11 no'lu bağımsız bölümün ... kaydına 19.06.1972 tarihinde davalı lehine konulan 35.000 TL bedelli ipteğin kaldırılmasını istemiştir.İpotek lehdarı davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ipotek bedelinin güncellenmiş karşılığının depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.İpotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 35.000 TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca ... Sicil Tüzüğünün 31/son maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir. Bütün bu açıklamaların sonucu doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; İpotek, kesin borç (karz) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükümlerini gözetmek suretiyle alacaklının anapara dışında isteyebileceği gecikme faizi ile icra takibi yapılmışsa takip giderlerini gerek görülürse bilirkişiye hesaplatmak, bunların toplamını alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber ödenen bölümü kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesine karar vermek olmalıdır.Somut olayda; dava konusu daire üzerine davalı lehine 19.06.1972 tarihinde 35.000 TL bedelli, ikinci derecede, faizsiz ve 2 yıl süreli olmak üzere ipotek tesis edilmiştir. Davacı borcun ödendiğini ispatlayamamış ve ipotek bedeli olarak 16.182,43 TL yi depo etmiştir. Mahkemece, bilirkişi vasıtasıyla ipotek bedeli güncelleştirilmiş ve güncellenen ipotek bedelinin davalıya ödenmesi ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık 19.06.1972 tarihinde konulan ve ödenmeyen 35.000 TL ipotek bedelinin hangi miktarda ödetilmesi gerektiği konusunda toplanmaktadır. Bu durumda mahkemece 35.000 TL ipotek bedelinin herhangi bir güncelleme yapılmadan, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ipotek akit tablosunda ödeme tarihi olarak belirtilen 19.06.1974 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ulaşacağı değerin uzman bilirkişiye hesaplattırılması gerekir. Belirlenen bu değer davalıya ödenmek üzere davacı tarafından depo edilir ise davanın kabulüne, aksi takdirde reddine karar verilmelidir. Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.