Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14196 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 12810 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.06.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı genel yola çıkışı bulunmayan 128 ada 48 parsel sayılı taşınmazı lehine, davalılara ait 128 ada 10, 47 ve 49 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacıya ait 128 ada 48 parsel sayılı taşınmaz lehine 128 ada 47 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisine karar verilmiş, hükmü davacı ve davalı ... vekili vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Diğer taraftan, irtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Davacının maliki olduğu 48 sayılı parselin mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu bilirkişi krokisi ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İlke olarak, 47 sayılı parsel üzerinden geçit tesisi de doğrudur. Ancak; Dairemizin uygulamasına göre, yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekirken, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmeden geçit eninin 4 m olarak belirlenmesi doğru görülmemiştir.Öte yandan; belirlenen geçit bedelinin hükümden önce depo ettirilmesi gerekirken hükümde ödenmesine karar verilmesi de doğru değildir. Dava 25.06.2007 tarihinde açılmış, hüküm 03.11.2008 tarihinde verilmiştir. Mahkemece ziraat mühendisinin 30.05.2008 havale tarihli raporunda dava tarihine göre hesaplanan geçit hakkı bedelinin ödenmesine hükmedilmiştir . Ne var ki; karar hüküm tarihinden çok sonra 12.08.2011 tarihinde tebliğe çıkarılmış, geçit bedeli karardan 48 ay sonra depo edilmiştir. Değer tespiti yapılan tarih ile bedelin depo edilmesi arasında taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiştir.Açıklanan nedenlerle mahkemece, bilirkişilerden ek rapor alınarak, gerekirse keşif yapılarak geçit eni Dairemizin yukarıda belirlenen ilkeleri doğrultusunda 2,5- 3 m olarak tespit edilmeli ve hüküm tarihine yakın yeni bir bedel belirlenerek hükümden önce depo ettirildikten sonra geçit hakkı tesisine karar verilmelidir. Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacının temyiz titrazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalılara iadesine, 05.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.