Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1395 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13749 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/06/2013NUMARASI : 2012/317-2013/444Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.05.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. A.. K.. ile karşı taraftan davacı vekili Av. E.. K.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A RDavacı, paydaş olduğu .. parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşı Ali’nin payını 22.05.2012 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini, önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalıya ait payın adına tescilini istemiştir.Davalı, taşınmazın fiilen paylaşıldığını, edindiği payda ev ve sera bulunduğunu, zemin bedeli dışında bu muhdesadların bedelinide ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, fiili taksim kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut uyuşmazlıkta, tarla niteliğinde 614.875 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydından davacı ve davalı dışında başka paydaşlarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı 24.12.2012 günlü dilekçesinde ileri sürdüğü eylemli paylaşım iddiasını kanıtlamak için keşif, bilirkişi incelemesi, tanık ve her türlü delile dayanmıştır. Davalının fiili taksim yapıldığına ilişkin delilleri toplanarak özellikle zeminde davacının ve davalıya pay satan Ali'nin kullandığı yer olup olmadığının belirlenmesi ve davacının taşınmazının belli bir yerini kullandığı ve önceki paydan zamanında hak iddia etmediği yere karşılık gelen pay satılması üzerine MK'nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olarak önalım hakkını kullanıp kullanmadığı araştırılarak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.