Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 135 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15232 - Esas Yıl 2014





T.C.YARGITAY14. Hukuk DairesiESAS NO : 2014/15232 KARAR NO: 2016/135 Y A R G I T A Y İ L A M IDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.08.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, paydaş olduğu ... parsel sayılı taşınmazların dava dışı önceki paydaşlarının paylarını satış yoluyla davalıya devrettiklerini, önalıma engel olmak için satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini ileri sürerek, önalım nedeniyle payların adına tescilini istemiştir.Davalı, ... sayılı parselde paydaş olmadığını, bedelde muvazaa bulunmadığını, taşınmazlarda fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarından davacının ..., davalının ... parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olduğu, ... sayılı parselde ise paydaş olmadığı görülmektedir. Davacı vekili 04.06.2014 günlü dilekçesi ile davalının ... sayılı parselde edindiği payı yargılama sırasında 16.09.2013 günü satış yoluyla dava dışı ...e devretmesi nedeniyle yeni paydaşın davaya dahil edilmesini istemiştir. HMK’nın 125. maddesinde dava konusunun devredilmesi halinde izlenecek yöntem gösterilmektedir. Buna göre, davacı dava konusunu devralan kişiye karşı davayı devam ettirebilir veya devredene karşı tazminata çevirebilir. Bu nedenle, davalıya pay satışlarını gösteren 19.08.2013 tarihli, ayrıca ...’e pay devrini gösteren 16.09.2013 tarihli resmi satış senetleri getirtilerek, davacıya HMK’nın 125. maddesindeki seçimlik hakkı hatırlatıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca, yukarıda belirtildiği gibi taşınmazın paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilmesi ve önalım hakkını kullanan (davacı) ile pay satışı yapan paydaşların paylarına denk gelen bölümü kullandıklarının belirlenmesi halinde önalım hakkı kullanılamaz. Hükme esas alınan 05.05.2014 günlü fen bilirkişi raporu ve eki krokide davacı ve davalıya pay satan paydaşların kullanımında bulunan bölümler gösterilmemiştir. Bu nedenle, bilirkişilere taşınmazdaki fiili taksimi gösterir kroki düzenlettirilerek fiili taksimin bulunup bulunmadığı açıkça belirlenmelidir.Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar uyarınca işlem yapılması gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.