Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13481 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12618 - Esas Yıl 2008
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2007 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı irtifakı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.04.2008 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı İsmail ve dahili davalı Neşe vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, su yolu mecra irtifakı tesisi istemiyle açılmıştır. Davalı 922 parsel sayılı taşınmaz malikleri, davanın reddini savun-muştur. Mahkemece, dava kabul edilerek bilirkişi krokisinde kırmızı ile işaretlenen 922 parsel sayılı taşınmazdan 0.50 metre eninde ve yol uzunluğunda yine 0.50 metre eninde olmak üzere toplam 123.67 m2 yer üzerinden davacının 38 parsel sayılı taşınmazına mecra irtifakı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Burada öncelikle üzerinde durulması gereken sorun, hükmün ne şekilde infazının sağlanacağıdır. Zira, mahkemece kurulan hükümde açıklık yoktur. Kısaca hüküm, HUMK'nın 388 ve 389. maddelerinde belirlenen şekle uygun olarak şüphe ve tereddüt yaratmayacak biçimde yazılmamıştır. Gerçekten, kurulan mecra irtifakının bir kısmının 922, bir kısmının da 922 parselin doğusunda yer alan yolun ortak sınırından verilip verilmediği anlaşılama-maktadır. Şayet mecra, 922 parsel ile doğusundaki yolun ortak sınırından 0.50'şer metre eninde verilmişse taraf teşkilinde eksiklik vardır. Yollar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/B maddesi gereğince kamu malı niteliğindedir. Bu tür yerler paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edilen yerler olabileceği gibi, somut uyuşmazlıkta olduğu şekilde kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden de olabilir. Bu taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmez, tapu siciline kaydedilmez, ancak yol olarak jorta malı niteliği ile haritasında gösterilmekle yetinilir. O yolun bulunduğu köy ise, burada mülkiyet hakkına değil, yararlanma hakkına sahiptir. Bu tür davalarda da davanın yararlanma hakkı sahibi köy ile birlikte mülkiyetin asıl j sahibi olan Hazine'ye yöneltilmesi gerekir. Yapılan bu saptamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş; şayet hüküm 922 parselle birlikte 922 parselin doğusundaki yolun ortak sınırından kurulmuşsa infaza elverişli olarak bu durumu karar yerinde açıklamak, davanın Hazine'ye yöneltilmesini sağlamak, taraf teşkili tamamlandıktan sonra bir hükme varmak olmalıdır.Değinilen yönler bir yana bırakılarak HUMK'nın 388 ve 389. maddeleri hilafına ve eksik taraf teşkili ile hüküm tesisi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik ince-lenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.