Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davaya konu 07.11.1964 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydına ait zabıt defterinde "C.... K......" şeklinde yazılı olan kimlik bilgisinin "C.... A.. K......" olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, Tapu Sicil Tüzüğünün 87. maddesi uyarınca kadastro tespiti yapılmayan yerlerde tapu kaydının düzeltilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kadastro tespitinin yapılmadığı yerlerde düzeltme yapılamayacağından ve zabıt defterinin düzeltme yapılabilecek siciller arasında bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava Medeni Kanunun 1027. maddesi uyarınca açılan tapuda kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Tapu Sicil Tüzüğünün geçici 1. maddesinin "Henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde kütük yerine zabıt defteri ve kat mülkiyeti zabıt defteri tutulur" şeklindeki düzenlemesi uyarınca zabıt defteri, kütüğün yerini tutacağından kaydın düzeltilmesinde davacının menfaati bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece işin esasına girilerek bir karar verecek yerde, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.