Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12683 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10565 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı tarafından, davalı aleyhine 30.03.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, genel yola bağlantısı olmayan 38 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalıya ait 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 38 parsel sayılı taşınmaz yararına, 26.03.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen, 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.Hükmü davalı temyiz etmiştir. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının subjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;Davacıya ait 38 parsel sayılı taşınmazın geçit ihtiyacının bulunduğu açıktır. Davacının geçit istediği 7 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün bu parselin doğusunda bulunan 11 parsel sayılı taşınmazdan daha küçük olduğu görülmektedir. Bu parsel üzerinden geçit irtifakı kurulması komşuluk hukuku açısından daha uygun olacağından, 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden inceleme ve değerlendirme yapılarak bu taşınmaz malikleri davaya dahil edilmeli veya haklarında ayrı dava açılarak bu dava ile birleştirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemece, açıklanan bu husus nazara alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 02.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.