MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.05.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalılar ... ve ...'ın dava konusu taşınmazdan hayvanlarının dışarı çıkarılmak suretiyle elatmalarının önlenmesine, çadırların sökülüp kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar ... ve ... ile davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir.2-6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde hükmün neleri kapsayacağı sıralanmış bu maddenin 2. fıkrasında aynen “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” denilmiştir. Bu hükümdeki kanunun amacı hükmün infazını kolaylaştırmak tarafların ifa sırasında yeni bazı çekişmeler içine düşmelerini engellemektir. Davacı ... Köyününün kullanımında olan dava konusu mera dışında başkaca meraların da mevcut olduğu Kemah ... Müdürlüğünün 03.12.2009 tarihli cevap yazısı ve eklerinden anlaşılmaktadır. Somut olaya gelince; hüküm sonucunda davaya konu meranın parsel numarası belirtilmediği veya bilirkişi raporuna atıf yapılmadığı için dava konusu taşınmaz hakkında kurulan hükmün açık olmadığı ve tereddüt uyandırdığı görülmektedir. Bu haliyle hüküm infaza elverişli değildir. Mahkemece 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Ayrıca, 6100 sy HMK'nın 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında ayrı ayrı hüküm verilmesi gerektiği halde davalı ... yönünden elatmanın önlenmesi ve kal talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde davalılara iadesine, 30.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.