Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1216 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12193 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVALILAR : ... v.d.Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.04.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 26.01.2016 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, maliki bulunduğu 1648 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışı olmadığından, yola en yakın taşınmazlardan kendisine geçit verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... davayı kabul etmiş, davalı ... vekili taşınmazının bölünmesinin müvekkilini zarara uğratacağını, davalılar ... ile ... kendi taşınmazlarından geçit verilmesi halinde taşınmazlarının tamamen değersiz hale geleceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 1648 parsel lehine bilirkişilerin 24/10/2013 tarihli krokili raporlarında belirttikleri 1. Alternatif olan 1696 parselden A harfi ile işaretli 3 m2 genişliğinde toplam 9,41 m2 lik, 1697 parselden B harfi ile işaretli 3 m2 genişliğinde toplam 379,60 m2 lik ve 1703 parselden C harfi ile işaretli 3 m2 genişliğinde toplam 343,28 m2 lik kısımlardan geçit hakkı tesisine,davacının 1707 ve 1704 parsel maliklerine ilişkin açtığı davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili ile davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.6100 sayılı HMK'nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/1 maddesinde bir kararın kapsaması gereken hususlar belirtildikten sonra 297/2 maddesinde de; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.Somut olaya gelince, hükmün gerekçesinde mahkemece yapılan 2. keşif sonucu düzenlenen 24.10.2013 tarihli rapor ve krokisine göre A1, B1 ve C1 ile gösterilen güzergahtan hüküm kurulduğu belirtilmiş ise de, anılan harflere tekabül eden geçit alanı miktarının 1. keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna ekli krokide A, B ve C harfleriyle gösterilen 1. alternatif için belirlenen miktarlar olduğu gibi 24.10.2013 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide A,B ve C harfi ile gösterilen herhangi bir güzergah bulunmadığı, 1. ve 2. keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında geçit tesis edilebilecek güzergahların farklı olduğu anlaşılmıştır.Bu haliyle hüküm infaza elverişli değildir.Mahkemece 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; davacı vekili ile davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.