MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.03.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacılar muris ...'un .. Noterliğinin 18.04.1972 tarihli 4975 yevmiye no'lu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Hamdilli Köyü 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazı, taşınmazın tek malikinin mirasçısı olan Hasan Şimşek'ten satın alıp zilyetliğini devraldığını, halende malik sıfatıyla tasarrufları altında bulunduğunu, hal böyle iken davalıların davaya konu taşınmazı ..'in mirasçılarından tapudan satın aldıklarını, davalıların kendileri ile yakın akraba ve amca çocukları olmalarından dolayı taşınmazın murisleri tarafından satın alındığını biliyor olmalarına rağmen kötü niyetli bir şekilde taşınmazı tapudan satın aldıklarını belirterek sözü geçen taşınmazın tapu kaydının iptali ile tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, annelerinin taşınmazı iyiniyetli olarak satın aldığını, satışın gerçek bir satış olduğunu, satanlar ile satın alanların herhangi bir bağlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.Davada davacının dayanağı olan pay, elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.Somut olayda; satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazdan pay satın alan ...'un vefat ettiği ve davayı mirasçılarından bir kısmının açtığı anlaşılmaktadır. Dosya içinde bulanan mirasçılık belgesine göre davacının dava dışı diğer mirasçılarla birlikte elbirliği ortaklığı şeklinde malik olup diğer elbirliği malikleri adına da davanın açıldığı görülmektedir.Mahkemece, yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davaclar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.