MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı ... vekili, ....i, 913 ada 5 sayılı parselin güneyi, 913 ada 4 sayılı parselin kuzeyinde bulunan, tapulama dışı bırakılmış ve kimsenin kullanımında olmayan alanın imar planında yeşil alana denk geldiğini ve üzerinde belediyeye ait . Parkının bulunduğunu ileri sürerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi uyarınca davacı belediye adına tescilini talep etmiştir.Davalı ... vekili, çekişme konusu taşınmaz üzerinde.. parkı, teleferik binası ve telleri, çarşı amaçlı yapılmış 6 adet bina bulunduğunu, güney kısmının park alanı dışında olduğunu, parkın tamamının işletilmesinin özel teşebbüs tarafından yapıldığını, ayrıca imar planında taşınmazın büyük kısmının rekreasyon alanında kaldığını, güney kısmının ise ticaret alanına denk geldiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununun 11 ve 18. maddeleri uyarınca taşınmazın ... adına tescili gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuş ve dava konusu taşınmazın ... adına tescilini istemiştir.Mahkemece, 12.03.2012 tarihli fen bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesinin A bendinde kamu hizmet mallarının; kayıt, belge veya özel kanunlarına göre ..., kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kişiliği adlarına tespit olunacağı, B bendinin son paragrafında ise, yol, meydan, köprü gibi orta mallarının haritasında gösterilmekle yetinileceği, aynı kanunun 18. maddesinde de hangi taşınmazların ... adına tespit edileceği açıklandığı gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 715. maddesinde de yararı kamuya ait malların kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu; bunların kazanılması, bakımı, korunması, işletilmesi ve kullanılmasının özel kanun hükümlerine tabi olacağı vurgulanmıştır. Yine, 5393 sayılı Belediye Kanununun 79/1 maddesinde de Belediyenin tasarrufuna bırakılan taşınmazlar belirtilmiştir. Öte yandan, 3194 sayılı Kanunun 11. maddesinde, imar planlarında umumi hizmetlere ayrılan yerlerin Belediye veya özel idareye terki ve tapu kaydının terkini ile iade koşulları ve imar planı kapsamına alınan kadastral yollar ve meydanların durumu ile verilen izinle projesine uygun olarak ağaçlandırılan taşınmazlarla ilgili düzenlemeler yeralmaktadır.Anılan bu yasal düzenlemelerin somut olayda irdelenmesi gerektiği açıktır.Diğer taraftan; 775 sayılı Kanun 30.07.1966 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve 3. maddesi ile "bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, ...nin, Özel İdarelerin ve ..İdaresi dışındaki katma bütçeli dairelerin mülkiyetindeki arazi ve arsalardan veya devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden, belediye sınırları içinde olanlar ve 6785 sayılı Kanunun 47.maddesine dayanılarak tespit edilen mücavir sahalarda bulunanlar, bu kanunda belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere, bedelsiz olarak ilgili belediyelerin mülkiyetine geçer" şeklinde düzenleme yapılmış, çekişme konusu taşınmazın 775 sayılı Kanunun 3/2 maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması; 775 sayılı Kanunun 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Kanun ile iptal edilmiş ise de iptal kararı, bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağından kazanılmış hakkın korunması gerekeceği de tartışmasızdır.Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli ve elverişli değildir. Dava konusu taşınmaza komşu 913 ada 1, 2 ve 4 sayılı parsellerin ihdasen tescillerinin dayanağı belgeler .., ihdas beyannamesi, v.s.) ile 913 ada 5 sayılı imar parselinin ilk tesisinden itibaren tedavüllü kayıtları (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir biçimde kütük sayfaları) ile dayanak belgeleri (kadastro tutanağı, şuyulandırma cetveli.. Encümen kararı, v.s.) getirtilmediği gibi, Kadastro Müdürlüğünün 06.01.2012 havale tarihli yazısıyla "çekişmeli taşınmazın 15.11.1995 tarih 7290 yevmiye numarası ile imar uygulamasına tabi olan 2417 parsel numaralı taşınmazdan terk edilen alana isabet ettiği" belirtilmesine rağmen bu parselin tedavüllü kayıtları ve dayanak belgeleri de getirtilmemiş, belirtilen husus üzerinde durulmamış, anılan bu yazı ile fen bilirkişi raporu çelişmesine rağmen bu çelişki de giderilmemiştir. Öte yandan; davaya konu alanın niteliği, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılıp bırakılmadığı ile nedeni, gerçekten 2417 parsel olarak mı tespit ve tescil edildiği ile bu parselden ne şekilde terk edildiği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmadığı gibi, mevcut durum itibariyle de fiilen hangi kısmın park (yeşil alan), hangi kısmın yol, hangi kısmın bina, v.s. olduğu açıkça tespit edilmediği gibi, imar planındaki konumları da ayrıntılı şekilde belirlenerek krokiye yansıtılmamıştır.Hal böyle olunca; öncelikle çekişmeli yere komşu taşınmazların ve 2417 sayılı parselin tedavüllü tapu kayıtları ve dayanak belgeleri temin edilip, dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, çekişmeli taşınmazın mevcut durum itibariyle ve öncesindeki niteliğinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması ve fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokiye ayrıntılı biçimde yansıtılması ile yukarıda değinilen yasal düzenlemelerin gözetilmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.