MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.03.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _ Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.1-Davalıların 22.10.2015 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat etmiş oldukları anlaşılmış olmakla, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir2-Davacı hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra 22.10.2015 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Davacı, hükmün temyiz edilerek dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinden sonra vermiş olduğu kimliği onaylı 22.10.2015 tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiğini bildirmiştir.6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı) Bu nedenle kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.