MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 12.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13.10.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden gelmedi, karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava konusu 196 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 23.06.1992 tarihli akit ile sadece sağlık ocağı hizmeti vermesi için davalıya bağışlandığını, bu şartların belediye tarafından yerine getirilmediğini, aktin 3. maddesine göre de Belediye tarafından . bedelsiz devredilmesi gerektiği halde devir işleminin gerçekleştirilmediğini, tapu kaydının iptali ile davacı dernek adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı belediye vekili, öncelikle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da taşınmazın bir süre sağlık ocağı olarak kullanıldığını, sağlık ocağının kapatılmasından sonra belediye tarafından sağlık hizmetleri verilmesi mümkün olmadığından giriş katının Şehit Aileleri Derneği'ne tahsis edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 6098 sayılı TBK'nın 291/3 maddesine göre yapılan yüklemeli bağışlamada bunu talep etme yetkisinin ancak bağışlayanların ölümünden sonra davacıya geçeceği bu haliyle ancak bağışlayanlar tarafından TBK'nın 295/3 maddesi uyarınca bağışlananın geri alınmasına sebebiyet verilebileceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Somut olayda, bağışlayanlar ... kendisine asaleten, ... ve ...' a vekaleten .., ... ve ... ile davalı ... arasında düzenlenen 23.06.1992 tarihli 1635 yevmiye no'lu akit ile "196 ada 7 parselde 1 ve 2 no'lu bağımsız bölümler ile 3 no'lu bağımsız bölümün intifa hakkı ölünceye kadar ...'a ait olmak kaydı ile hibe edilen binanın tamamı (intifa hakkı süresinde intifa hakkı tanınan bölüm hariç) yalnız sağlık ocağı hizmetleri için kullanılacağı başka amaç için kullanılmayacağı,madde 3-...hizmeti üstlenen kuruluşta binayı yalnız sağlık hizmetleri için kullanabilecek aksi takdirde binayı belediyeye terk edecek. Belediyede hizmeti üstlenecektir. Ancak belediye de hizmetin yürütülmesini temin edemediği ahvalde bu gibi hizmetler için kurulu bir vakfa veya en son Kızılaya belediye tarafından bedelsiz olarak devredilecektir.madde 4-...bu şekilde Zile Belediyesine hibe ettiklerinin ve .. Belediyesi adına tescilini istedikleri" hususları düzenlenmiştir.Yukarıda açıklanan sözleşme gereğince taşınmazın mülkiyetinin davalı belediyeye devredilmesinden sonra dava konusu taşınmaz sağlık hizmetleri görülmek üzere tahsis edildiği, ancak sağlık hizmetlerinin devam etmemesi nedeniyle taşınmazın giriş katının ...arafından kullanıldığı, kalan kısmının atıl olarak bırakıldığı, akte uygun kullanılmadığı anlaşılmaktadır.Dava konusu taşınmazı bağışlayan dava dışı ..., ..., ...,..ve ...'ın vefat ettikleri, sadece ...'ın sağ olduğu nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Ancak taşınmaz bu şahsın da mülkiyetinde olmadığından davacı Kızılay'ın isteminin yerinde olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi Dava, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 295/3 maddesi gereğince bağışlamanın geri alınması sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm ... vekili tarafından temyiz edilmiştir...196 ada 7 sayılı parsel üzerindeki üç adet taşınmaz intifa hakkı ölünceye kadar ...'a verilmek suretiyle tamamı sağlık ocağı hizmetleri için kullanılmak amacıyla ..Belediyesine bağışlanmış, bağışlanan malın bu amaçla kullanılmaması halinde en son .. devredileceği belirtilmiştir.Davacı ..., şartın davalı Zile Belediyesi tarafından yerine getirilmediğinden tapusunun iptali ile davacı dernek adına tescilini talep etmiştir.Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse, bağışlamanın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir (BK m. 295).Kamu yararına olarak bağışlamaya konulmuş olan bir yüklemenin yerine getirilmesini isteme yetkisi, bağışlayanın ölümünden sonra, ilgili kamu kurumuna geçer (BK m. 291/2).Bağışlayan yükümlülüğün ifası için dava açabileceği gibi, ifanın yapılmaması halinde bağışlamadan rücu da edebilir. Yükümlülüğün ifasını isteyebilecek kişiler bağışlayan, bağışlayanın mirasçıları, yetkili merci ve yükümlülükten faydalananlar olarak sayılabilir. Bağışlayanın bu hakkı münhasıran kişiye bağlı nitelikte haklardandır. Yetkili mercinin yükümlülüğün ifasını talep edebilmesi için bağışlayanın ölmüş olması ve yükümlülüğün kamunun yararı için bağışlanana yüklenmiş olması gereklidir. Bu iki şart gerçekleşmedikçe, yetkili mercinin mükellefiyetin ifasını talep etme hakkı yoktur.Bağışlayanlardan ... dava açma tarihinde sağdır. Bağışlananın geri alınmasına yönelik bir talebi bulunmamaktadır.Hayattakiler arasındaki bağışlamada, yükümlülükten yararlanacaklar, ancak üçüncü kişi yararına şart varsa yani BK'nın 129/2 maddesindeki şartları gerçekleşmişse, özellikle bağışlamada bu hususta açıklık varsa, böyle bir talepte bulunabilirler.Sonuç olarak bağışlayanlardan ...'ın dava açma tarihinde sağ olması, bağışlayan tarafından bağışlamanın geri alınmasına dair bir davanın açılmamış olması, BK'nın 129. maddesindeki şartların oluşmaması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğrudur.Açıkladığım nedenlerle Sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Avukatın danışıklı icra takibi ve haciz, satış işlemleri yapmasının zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçu oluşturacağı
DAVA VE KARAR:
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği
düşünüldü.
Yapılan yargılamaya,
toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına
uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre ye
Danışık nedeniyle icra takibinin iptalinin istenilmesi halinde iptali yerine icra takibinin davacı bakımından hükümsüz olduğuna karar verilmelidir.
Davacı K.. Mobilya San. Tic. A.Ş. vekili tarafından, davalılar E.. Ş.. vd. aleyhine 06/01/2011 gününde verilen dilekçe ile muvazaalı işlemin iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı E.. Ş..
Doğacak alacaklar için İİK 89 md gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesi İİK 88.maddesi anlamında haciz yazısı olarak değerlendirilir
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup ince
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?