MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.09.2006 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve temyiz incelemesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.03.2015 günü mürafaa icrasından sonra dosyada görülen eksiklik nedeniyle evrak mahalline iade edilmiştir. Anılan eksikliğin giderilmesinden sonra dosya tekrar Dairemize gönderilmiş olmakla içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_K A R A R_Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2009/5751 Esas 2009/10608 Karar sayılı 07.12.2009 tarihli ilamı ile "taksimin ortadan kalktığı sabit olduğundan, davacının kötüniyetli kabul edilemeyeceği, önalım hakkının kullanılmasında usulsüzlük bulunmadığı, mahkemece tarafların diğer iddia ve savunmaları üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak davacının bedelde muvazaa iddiası yerinde görülerek davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/10770 Esas 2013/2755 Karar sayılı 20.02.2013 tarihli ilamı ile "..Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Muvazaa iddiasının kanıtlanmasında tanık beyanlarının payların davalıya hangi bedel karşılığı satıldığı konusunda açık, kesin ve görgüye dayalı olması gerekmektedir. Ayrıca muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arz eder. Bu nedenle mahkemece, varsa davacının, bedelde muvazaa iddiasına ilişkin tanıkları dinlenilip, tüm delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği" belirtilerek hüküm bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, 1402 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 1197/2400 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bedelde muvazaa iddiasının kabulüne, depo edilen 188.487,00 TL'nin davalıya ödenmesine, ipoteğin fekkine karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.Somut olayda; önalım hakkına konu 1402 ada 2 sayılı parseldeki toplam 1197/2400 pay 250.000,00 TL bedelle taşınmazın diğer paydaşı tarafından davalı ...'ye satılmıştır. Davacı, tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, mahkemece tespit edilecek gerçek değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Muvazaa iddiasının kanıtlanmasında tanık beyanlarının payların davalıya hangi bedel karşılığı satıldığı konusunda açık, kesin ve görgüye dayalı olması gerekmektedir. Yargılama esnasında dinlenen tanıkların satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olmadıkları, görgüye dayanan bilgilerinin bulunmadığı, duyumlarına göre beyanda bulundukları, beyanların çelişkili olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir.Dosya kapsamına ve mevcut delil duruma göre davacının bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından mahkemece, davacıya akitte gösterilen satış bedeli ve satış masraflarından oluşan toplam bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden dava harcı ikmal ettirilerek, daha önce yatırılan önalım bedeli ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkı depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliginden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.