Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11854 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15153 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.08.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, paydaşı olduğu 75 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşların paylarını davalılara satış yoluyla devrettiğini, bu devirler için kendisine noter marifetiyle bildirim yapılmadığını, haricen öğrendiğini, taşınmazın değerinin önalıma engel olmak için muvazaalı olarak yüksek gösterildiğinden dava dilelçesinde muvazaa iddiası için tanık listesi vererek, devredilen payların önalım hakkına dayalı olarak adına tescilini istemiştir.Davalılar, taşınmazda fiili taksim olduğunu, davacının satıştan haberi olduğunu, bedelde muvazaanın olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, önalım bedelinin süresinde depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.Önalım davasında dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2. maddesi gereğince hükümden önce mahkemece belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilmesi gerekir. Davacıya verilen bu sürenin kesin olduğuna da mahkemece karar verilebilir. Kesin süre içerisinde öngörülen işlem yerine getirilmez ise 6100 sayılı HMK’nın 94. maddesi gereğince işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Ancak anılan bu madde hükmünün uygulanabilmesi için davacının davayı sürüncemede bırakacak davranışta bulunması gerekir.Somut uyuşmazlıkta, davacı ve davalıların paydaş olduğu 75 parsel sayılı taşınmazda davalı ... çekişme konusu payı 15.000,00 TL, davalı ... 97.000,00 TL bedel ödeyerek edinmiştir. Davacı mülkiyet naklini sağlayan bedellerin muvazaalı olduğunu belirterek 22.08.2012 günlü dava dilekçesinde tanık listesini sunmuştur. Davacı bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabileceğinden gösterdiği delillerin toplanması ve tanıklarının dinlenmesi gerekirken davacının bedelde muvazaa iddiası yeterince araştırılmadan davacıya önalım bedelinin depo etmesi için süre verilmesi doğru değildir.Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.