MAHKEMESİ : İpsala Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/07/2013NUMARASI : 2010/226-2013/248Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.06.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 31.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı E.. S.. vekili ve davalı F.. T.. tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Davacı Hazine vekili dava konusu 442, 1086, 1258, 1306, 1456, 1457, 1813, 1815, 2174, 2303 ve 2309 parsel sayılı taşınmazlarda paylı malik olduğunu, payının mera olarak sınırlandırıldığından mera özel siciline yazılabilmesi için payının ayrılması gerektiğini, bu nedenle taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksimi suretiyle giderilmesi istemiyle dava açmıştır.Davalı F.. T.., davanın reddini savunmuştur. Davalı E.. S.., taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazlardaki mera olan payının neresi olduğunun belirlenememesi, meraların satışına karar verilmesinin mümkün olmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili, davalı E.. S.. vekili ve davalı F.. T.. temyiz etmiştir Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Somut olaya gelince, 1987 yılındaki kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 442, 1086, 1258, 1306, 1456, 1457, 1813, 1815 ve 2174 parsel sayılı taşınmazlar mera, 2303 ve 2309 parsel sayılı taşınmazlar orta malı harman yeri niteliği ile sınırlandırılarak tespit edilmiştir. Bir kısım davalıların murisi Hüsniye Berin Erkin ve diğerleri tarafından dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili istemiyle 09.08.1996 tarihinde dava açılmıştır. İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2000 tarihli 1996/212 Esas, 2000/114 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmek suretiyle dava açan şahıslar taşınmazlarda pay maliki olmuştur. Bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 06.10.2003 tarihinde kesinleşmesi üzerine de dava konusu taşınmazların tapu kaydında tarla ve özel harman yeri niteliği ile tescil edildiği görülmüştür. E.. Köyü halkından H.. A.. ve diğerleri 16.02.2004 gününde dava konusu taşınmazların mera olarak sınırlandırılması için Hazine aleyhine dava açmıştır. İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2005 tarihli 2004/48Esas, 2005/226 Karar sayılı ilamı ile Hazinenin dava konusu taşınmazlardaki payının mera olarak sınırlandırılmasına, özel siciline yazılmasına karar verilerek ve Yargıtay denetiminden geçerek 24.08.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2005 tarihli 2004/48 Esas, 2005/226 Karar sayılı ilamı ile davacı Hazinenin dava konusu taşınmazlardaki payının mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına dair uygulanamayan kararın mevcut olduğu belirtilmiştir.Tapu kayıtlarında İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2005 tarihli 2004/48 Esas, 2005/226 Karar sayılı ilamı ile davacı Hazinenin dava konusu taşınmazlardaki payının mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına dair uygulanamayan karar şerhi mevcut ise de taşınmazlar tapu kayıtlarında tarla ve özel harman niteliğindedir. Somut olayın özelliği itibariyle mahkemece mahallinde keşif yapılarak üç kişilik harita ve ziraat bilirkişi heyetinden ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, toplanan ve toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek ve taşınmazların öncesi mera, orta malı harman yeri iken hükmen nitelikleri değiştirilmek suretiyle paylı mülkiyete konu edildiği hususuda dikkate alınarak Hazineye isabet eden payın ayrılması suretiyle aynen taksiminin mümkün olup olmadığının araştırılması, taşınmazın toplulaştırma alanında kaldığına dair şerh olup, toplulaştırma çalışmaları kapsamında yine Hazine payı yönünden bir ifraz yapılıp yapılmayacağının İl Gıda Tarım ve Hayvancılık müdürlüğünden sorularak mümkün ise aynen taksimine mümkün değil ise davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçesyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekili, davalı E.. S.. vekili ve davalı F.. T..'un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 17.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.