Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11816 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2302 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.10.2011 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tereke alacaklısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Talep, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine ilişkindir.Muris ... 01.09.2011 tarihinde vefat etmiş, mirası en yakın mirasçıları tarafından reddolunmuştur. TMK'nun 612. maddesi "en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. md. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK. md. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Somut uyuşmazlıkta da; mirasbırakan ...'nun ölümüyle, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK'nun 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak mirası reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK'nun 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (md.208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır. Öyleyse, mahkemece iflas masası teşkil edilip (md.208), iflas dairesi oluşturulması, iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verildikten (md.208/3) sonra seçilecek tasfiye yöntemine göre gerekli işlemlerin yapılmasının izlenmesi, terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi (md.217), bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması (md.217); en son olarak da yürütülecek işlemlerin sonucuna göre iflasın kapanmasına (md.254) karar verilebileceği gözönüne alınmalıdır. Ancak, mahkemece, değinilen yasal hükümlerin yerine getirildiği söylenemez. İflas dairesi oluşturularak terekenin defterinin tutulması ve murisin kayden ve irsen taşınmaz maliki olup olmadığının usulünce araştırılması, .. Vergi Dairesinin 07.12.2011 tarihli yazısı gereğince ..Dairesi ile .. Dairesi'nden de soruşturularak murisin vergi borçlarının tespit edilmesi, Ziraat Bankası'nın 30.05.2013 tarihli yazısında murisin 5002 no'lu vadesiz hesabının 30.09.2011 tarihinde (murisin ölümünden sonra) sıfırlandığı belirtildiğinden anılan hesaba ilişkin ekstrenin (dökümün) temin edilmesi; iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verilerek seçilecek yönteme göre işlemlerin yapılması; terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi (md.217), bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması (md.217) gerekirken, anılan hususlar yerine getirilmeksizin ve usulüne uygun olmayan biçimde ilan yapılarak neticeye gidilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tereke alacaklısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.