MAHKEMESİ : Manavgat 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/11/2013NUMARASI : 2012/74-2013/443Davacı tarafından, davalılar aleyhine 07.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tespit ve idari işlemin gerçekleştirilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava konusu Kumköy Mevkii, 760 ada 4 parsel de kayıtlı taşınmazın 45 yılı aşkın süredir tasarrufta bulunmak suretiyle 4706 sayılı kanun hükümleri uyarınca hak sahipliğinin tespiti, satın alma iradesi doğrultusunda usuli işlemlerin gerçekleştirilerek taşınmazın sicil kaydının belediyeye devrine karar verilmesini istemiştir. Davalı Ilıca Belediyesi vekili, dava konusu taşınmazın Maliye Hazinesi adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, Ilıca Belediyesinin taşınmaz üzerinde hak sahibi olmadığını, bu nedenle öncelikle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini vede ayrıca davacının iş bu davayı Asliye Hukuk Mahkemesinde açarak hak sahipliğinin tespitine ve gerekli işlemlerin gerçekleştirilmesine karar verilmesini isteme olanağının bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir. Davalı Hazine vekili cevabında, bahse konu taşınmaz üzerinde ilk olarak yapılan tespitte davacı tarafın fuzuli şagil olarak işyeri tespit edilmiş olup, bunun neticesinde adı geçene ecrimisil tahakkuk ettirildiğini ve adı geçenden tahsil edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bu davalara bakmaya idari yargı mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir. Yargı yetkisinin ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiş yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde karar vereceğine ilişkin bir düzenleme de mevcut değildir.Somut olayda, gerek davacının 4706 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahipliğinin tespiti, gerekse tapuda Hazine adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile belediye adına tesciline ilişkin talepleri idari nitelikte bir dava olmadığından bu tür uyuşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi gerekir. Bu itibarla mahkemece, tarafların delilleri değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken idari yargının görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.