Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11631 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6891 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/11/2013NUMARASI : 2012/227-2013/547Davacılar tarafından, davalı aleyhine 17.05.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M..O.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_K A R A R_Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacılar vekili, 1 parsel sayılı taşınmazda davalı tarafından satın alınan 185/2401 payın önalım hakkı nedeniyle iptali ve müvekkileri adına tescili istemiyle dava açmıştır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı ve davacı vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosya kapsamına toplanan delillere hükmün dayandığı gerekçelere göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Davacı tapudaki satış işleminin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Taşınmazın değerine ilişkin rapor tek başına muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp diğer delillerin tamamlayıcısı durumundadır.Somut olaya gelince; davacılar bedelde muvazaa iddiasında bulunmuşlar satış bedelinin 40.000,00 TL olduğunu ancak önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla tapuda 100.000,00 TL gösterildiğini iddia etmişlerdir. Davacı tanığı dava konusu payın 1/2'sini davalıya satan P..H.. G.., davalı şirketin kendisiyle temasa geçerek payını 20.000,00 TL'ye almayı teklif ettiğini, Emre isimli kişiye vekalet verip ondan 20.000,00 TL aldığını ve parayı da hesabına yatırdığını beyan etmiş ve kendisi tarafından Emre'ye verilen 30.01.2012 tarihli vekaletname ve aynı tarihte kendi hesabına yatırdığı paraya ilişkin dekont da dosyaya sunulmuştur.Dava konusu payın değeri keşfen 58.597 TL olarak belirlenmiş mahkemece bu değer ile ödenmesi gereken tapu harç ve giderleri depo edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Ancak; dava konusu payın satış işlemi 12.04.2012 tarihinde yapılmış olup 185/241 pay elbirliği halinde malik olan P..H.. G.. ve R.. G.. tarafından resmi senede göre 100.000,00 TL'ye satılmıştır. Tanığın bildirdiği tarihten daha sonra yapılan resmi satışta tanık dışında elbirliği halinde ortak olan R..G..'de hissesini satmıştır. Payın keşfen belirlenen bedeli de davacıların iddia ettiği bedelin çok üzerindedir. Bu durumda davacıların bedelde muvazaa iddialarını kanıtladıklarından bahsedilemez. Gerekçesi açıklanmadan payı satanların birinin satış tarihinden önceki olaylara ilişkin anlatımına değer verilerek keşfen belirlenen bedel üzerinden önalım hakkı tanınması doğru görülmemiştir. Davacılar bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadıklarından mahkemece payın satış bedelini depo edip etmeyecekleri davacılara sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.