MAHKEMESİ : Kula Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/02/2014NUMARASI : 2013/374-2014/102Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.08.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M.. K.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Davalı M.. K.. ve S.. K.., taşınmazların aynen taksim edilerek ortaklığın giderilmesine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece, taşınmazların aynen taksiminin mümkün olmadığı gerekçesiyle satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalı M.. K.. temyiz etmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan 3194 sayılı İmar Kanunu ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. Belediyeler veya İl İdare Kurullarınca onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.Somut olaya gelince; teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 19.11.2013 tarihli rapora göre dava konusu taşınmazların İmar Kanunu hükümlerine göre ifrazın teknik olarak mümkün olduğu ancak 137 ada 10 parsel sayılı taşınmazda bulunan evin ifraz şeklini bozduğu ve 137 ada 8 parselinde doğusunun düz hat şeklinde olmaması nedeniyle her iki taşınmazın ifrazının hakkaniyetli yapılamayacağı belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda ifrazın hakkaniyete uygun olmayacağı belirtilmiş ise de teknik olarak ifrazın mümkün olduğu da belirtildiğinden mahkemece yukarıda belirtilen ilkelere göre bilirkişiye hazırlatılacak ifraz krokisine göre taksimin mümkün olup olmadığı onay merciinden sorularak bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanması suretiyle aynen taksimin mümkün olup olmadığı araştırılmalıdır.Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı M.. K..'un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.