Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11481 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11478 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.10.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.08.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın elatmanın önlenmesi ve kal suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı temyiz etmiştir.TMK m. 683'teki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK'nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. .Davacı, yargılama sırasında taşınmazı ..a devretmiş ise de Şerife tarafından davacı ...'un vekiline vekalet vermek suretiyle davacı olarak davaya devam etmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Mahkemece yapılan keşif sonucu hazırlanan 04.02.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporunda kavak ağaçlarının çevresinde bulunan taşınmazlarda ekili bulunan ürünlere zarar verdiği, kavak ağaçlarının kesilmediği takdirde zararın devam edeceği belirtilmiştir. Ayrıca yine bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere kavak ağaçları meyve ağacı olmadığından mutlaka korunması gereken türlerden değildir.Dosya kapsamı, toplanan delillere ve özellikle 04.02.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporuna göre ağaçların gölge ve köklerinden dolayı zarara neden olduğu açıktır.Davacı keşif tarihi itibariyle taşınmazına yonca ekmiş ise de daha önceki yıllarda pancar v.s. ektiği anlaşılmakta olup bundan sonraki dönemlerde de yonca dışında başka ürünler yetiştirebileceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.