MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2011/724-2013/446Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.12.2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı Ş.. K.. vekili ile davalı şirket vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.10.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Ş.. K.. vekili Av. M.. A.. ve davalı şirket vekili Av. E.. B.. ile karşı taraf davacılar vekili Av. S.. T.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A RDava, davacılardan E.. S..’nun maliki ve diğer davacıların kiracı oldukları 1451 ada 29 parseldeki binanın, komşu 1451 ada 16 parselde toprak kazısı yapılması nedeniyle oturulamaz hale gelmesi sonucu bina bedeli, mahrum kalınan kira bedeli, yapılan taşınma masrafları ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacı E.. S.. tarafından açılan bina bedeline ilişkin davanın kısmen kabulü ile 619.240 TL’nin, taşınma giderine ilişkin davanın kısmen kabulü ile 1.000 TL’nin, mahrum kalınan kira bedeline ilişkin davanın kabulü ile 80.000 TL’nin dava tarihinden başlayacak yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı S.. S.. tarafından açılan taşınma giderine ilişkin davanın reddine, diğer davacılar tarafından açılan taşınma giderine ilişkin davanın kısmen kabulü ile 9.500 TL’nin dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı E.. S.. için 10.000 TL, diğer davacıların her biri için 3.000 TL’nin dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere;“Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.” Aynı Yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince;“Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”Ve “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”Somut olayda, mahkemece yargılamanın bitirildiği 12.11.2013 tarihli oturumda oluşturulan kısa kararın beşinci bendinde “Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı E.. S.. için 10.000 TL, diğer davacıların her biri için 3.000 TL’nin 04.11.2011 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine” şeklinde, sonradan yazılan gerekçeli kararın beşinci bendinde ise “…dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile…” şeklinde hüküm kurulmuştur. Kısa kararda faizin başlangıç tarihi ile gerekçeli kararda belirtilen faiz başlangıç tarihinin birbirinden farklı olduğu, temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür.10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür. Bu itibarla gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı şirket ve davalı Ş.. K..’a verilmesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.