Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11454 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7315 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/12/2012NUMARASI : 2012/10-2012/463Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.01.2008 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı Y.. Ş.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.10.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. K.. S.. ile karşı taraf davalı M.. Ş.. vekili Av. M.. Y..geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 17.08.2005 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince 2509 ada 2 parseldeki zemin kat 2 ve 1. kattaki 3 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalılardan Mehmet ve Sevda bakım borcunun ifa edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamıştır.Mahkemece, davacının bakım akdinden murisin ölüm tarihine kadar geçen süre içerisinde bakım sözleşmesinde belirtildiği şekilde bakım borçlusuna bakmadığı, asıl amacın diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.Kaynağını Borçlar Kanununun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 512. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.2.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı kararı) Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler. Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez.Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;Davacının yurt dışında ikamet etmesi nedeniyle genellikle yaz aylarında Türkiye’ye gelmesi, bazı zamanlarda da bakım alacaklısının yurt dışına davacının yanına gitmesi, bakım borcunun yerine getirilmediğinin ve sözleşmenin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla düzenlendiğinin kabulü için yeterli değildir. Dosya kapsamına, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre bakım alacaklısının bazı hastalıkları bulunduğu yaşı nedeniyle de bakıma ihtiyacı olduğu, ölünceye kadar bakım akti ile davacı Y.. Ş..’e temlik edilen taşınmazlar dışında B.. Mahallesi, K.. S.. Köyü, 1... parselde 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 no’lu bağımsız bölüm numaralı başkaca taşınmazlarının da mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bakım alacaklısı sağlığında bakılmadığını iddia etmediği gibi sözleşmenin iptali konusunda dava da açmadığı gözetilerek, muvazaa iddiası da kanıtlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacı Y.. Ş..’e verilmesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.