Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11414 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7498 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 8. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2009/2033-2014/264Davacı tarafından, davalılar aleyhine 23.09.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı C.. D.. ve Ö.. C.. vekilleri tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.Davacı, 36382 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.Davalı Y.. K.., M.. K.. ve E.. B.., taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini istemediklerini belirtmiştir.Davalı C.. D.., taşınmaz üzerindeki eczanenin kendisine ait olduğunu savunmuştur.Davalı Ö.. C.., taşınmazda dükkan ve evi olduğunu bildirmiştir. Davacı vekili, davalı C.. D..'in muhdesat iddiasını kabul etmemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar C.. D.. ve Ö.. C.. vekilleri temyiz etmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.Somut olaya gelince; mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde binalar ve ağaçlar olduğu tespit edilmiştir. Davalılar C.. D.. ve Ö.. C.., taşınmaz üzerinde muhdesatı olduğunu savunmuştur. Mahkemece davacı A.. B.., davalı Ş.. G.., N.. A.., Ö.. C.., K.. K.., Y..K.., H.. A.. ve M.. K.. lehine muhdesat oranı kurulmuştur. Muhdesata ilişkin olarak tapu kaydında bir şerh bulunmadığına ayrıca muhdesatın davacı A.. B.., davalı Ş.. G.., N.. A.., Ö.. C.., K.. K.., Y..K.., H.. A.. ve M.. K..'a aidiyeti hususunda paydaşların ittifakı da söz konusu olmadığına göre, muhdesat iddia ve savunmasında bulunan bütün paydaşlar arasında ittifak sağlanamadığı takdirde uyuşmazlık bulunduğu kabul edilerek, muhdesat üzerinde hak iddia eden paydaşlara görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilerek, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatıranlar iadesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.